Pazartesi, Haziran 29, 2009

The Beatitudes / Gerçek Mutluluk, Matthew 5: 1-12

-

Now when he saw the crowds, he went up on a mountainside and sat down. His disciples came to Him, 2and He began to teach them, saying:

3 Blessed are the poor in spirit, for theirs is the kingdom of heaven.

4 Blessed are those who mourn, for they will be comforted.

5 Blessed are the meek, for they will inherit the earth.

6 Blessed are those who hunger and thirst after righteousness,

for they will be filled.

7 Blessed are the merciful, for they shall be shown mercy.

8 Blessed are the pure in heart, for they will see God.

9 Blessed are the peacemakers, for they will be called the sons of God.

10 Blessed are those who are persecuted because of righteousness, for theirs is the kingdom of heaven.

11 Blessed are you when people insult you, persecute you and falsely say all kinds of evil against you because of me. 12Rejoice and be glad, because great is your reward in heaven, for in the same way they persecuted the prophets who were before you.

***
İsa kalabalıkları görünce dağa çıktı. Oturduktan sonra, öğrencileri yanına geldiler. 2Onlara seslenip şöyle ders vermeye başladı: 3 Ne mutlu ruhta yoksul olanlara! Göklerin Egemenliği onlarındır.

4 Ne mutlu yaslı olanlara! Onlar teselli edilecekler.

5 Ne mutlu yumuşak huylu olanlara! Onlar yeryüzünü miras alacaklar.

6 Ne mutlu doğruluğa acıkıp susayanlara! Onlar doyurulacaklar.

7 Ne mutlu merhametli olanlara! Onlar merhamet bulacaklar.

8 Ne mutlu yüreği temiz olanlara! Onlar Tanrı'yı görecekler.

9 Ne mutlu barışı sağlayanlara! Onlara Tanrı oğulları denecek.

10 Ne mutlu doğruluk uğruna zulüm görenlere! Göklerin Egemenliği onlarındır.

11 Bana olan bağlılığınızdan ötürü insanlar size sövüp zulmettikleri, yalan yere size karşı her türlü kötü sözü söyledikleri zaman ne mutlu size!

12 Sevinin, sevinçle coşun! Çünkü göklerdeki ödülünüz büyüktür. Sizden önce yaşamış olan peygamberlere de böyle zulmettiler.

-

Cuma, Haziran 26, 2009

İran ve Mide Bulantısı

-

New York'ta 130 kiloluk götleriyle, feybuk başına oturup şöyle yazıyor Amerika işgalcisi eski Avrupalı'lar, bunlardan biri de; Ron: "100 million Facebook Members For Democracy in Iran" yani "İran'da Demokrasi için 100 milyon Feysbuk Kullanıcısı"

19. yüzyıla doğru, altın hilal günlerinde insan eti yediğiniz günleri çıkardığınız tarih kitapları malumumuz ama ses etmedik. Siz çünkü, İsa'nın evlatları ve demokrasinin ve insan haklarının ve iyi olan ne varsa, onun temsilcilerisiniz. Ve savaşınız en kutsal savaş.

Ron, saatlerdir oturmaktan yassılaşmış ve terlemiş götünü oynatarak daha uygun bir oturuş benimsedi kopi-peyst (copy-paste) için, siyasi düşünceler tarihinin en büyüğünden muhteşem bir alıntı yaptı: "Those who stand up for justice are always on the right side of history." (Adalet için kalkışanlar her zaman doğru taraftadır) President Obama'dan bu Muhammedi bu Hüseyni açıklamayı duyan biz zavallı ve cahil doğuluların gönülleri titretip ruhları çuşa geldi. Hem Obama değil Hussein azizim.

Sonra, Palmer, Jan, Andrew, Anie hangisi yazdı şimdi seçemedim hemen çaktı sloganı, ölecek olan kendileri değil nasılsa, dövünecek olan kendi anneleri değil! "We are the Young / We are the Many / We will be Heard" Genciz, Çoğuz, Yürekliyiz, Sikeriz nidaları! Ya Allah Hakk'ın kılıçlarına bak. Ne de güzel destekliyor, kız arkadaşının kukusunu yerken Xavier: "Brave, Brave Person".

Amına koduğumun Xavier'i Amerika kıtasından çıktın mı acaba hiç, bırak nesnel bir tarih okumasını, Eurocentric birşeyler okudun mu lan sik akıllı? Eleonara, Doğu'nun bakir koylarında üç otuz paraya alkol banyosu yaptıktan sonra parayla 20lik erkekleri becermeye benzemiyor bu iş, insan ölecek yani, riding show değil o videolar. İnsan dedim de, pardon Doğulu'lar yani.

Mark da muhtelemen Avrupa kırsalında, partide sarhoş kızları düzerken kafasını sağa sola sallayarak bağırıyor kameraya: "Come on people...mix up some Molotov cocktails, sharpen your pick forks and get this party started!!!" (Hadi bebeler, molotof kokteyli yapıp sikelim sikişelim).

***

Avrupa'dan damızlık erkek getirtip karısını kızını siktirmek isteyecek kadar şahsiyetsizleştirdiği Türk Aydınını görünce, Batı ne kadar da cüretkarlaştı. Önünde karılarımızı görünce nasıl da azdı:
"Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa’nın Hristiyanlığın zaferini kutluyoruz. 1400 senedir dünya üzerinde hakimiyetini sürdüren İslamiyet artık bitmiştir. Onu Avrupa bitirmiştir. Bir zamanlar sokağa bile, pencere arkasından seyredebilen Müslüman kadınların temsilcisi Türk güzeli Keriman, mayo ile aramızdadır. Bu kızı, zaferimizin tacı kabul edeceğiz, onu kraliçe seçeceğiz.

Ondan daha güzel varmış, yokmuş bu önemli değil. Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz. Bu sene İslamı yenmenin zaferini kutluyoruz. Avrupa’nın zaferini kutluyoruz. Bir zamanlar Fransa’da oynanan dansa müdahale de bulunan Kanuni Sultan Süleyman’ın torunu işte mayo ve sütyen ile önümüzdedir. Kendini bizlere beğendirmek istemektedir. Biz de bize uyan bu kızı beğendik. Müslümanların geleceği böyle olması temennisiyle Türk güzelini dünya güzeli olarak seçiyoruz. Fakat kadehlerimizi Avrupa’nın zaferi için kaldıracağız.” (Halid Turhan Bey, Hatıralarım, 1932'de Spa'daki Güzellik Yarışması)


Kendi halkının öldürülmesine, savaş uçaklarıyla bombalanmasına, güpegündüz yakılmasına, yaşını doldurmamış bebeklerin ayaklarından kağıt gibi ikiye ayrılmasına ses çıkarmayan aydının köpekleşmiş ahlakını göründe, kan görmüşe dönüyor, deli oluyor, Allah biliyor kendini Batı. Hepsi bir mesih maşallahulazim! Bu bok yemekten artık imtina etmeyen ve gurur kırıntısı kalmamış coğrafya'da, biraz onurlu duruş sergileyen bir ülkenin olduğunu görünce kafayı yiyorlar. Nasıl yapabilir bunu mollalar. Molla'yı bok'u ünler gibi ünle, öyle söylenmeli çünkü.

Ne istiyorsunuz acaba, her gün dokunamayacağı götleri görmekten akli dengeleri yavşamış, geleceğin umudu Türk gençlerinden olmak mı?

***


Son olarak da, Diktatör dedikleri, çünkü her kalkışmaya bir düşman gerek, düşmanın zenginden alıp fakire veren bir Robin Hood (waooov robin huuut dedi) olması farketmez. Diktatör'ün önüne geçip, orta parmağını "sikerim seni bi siktir git" anlamında kaldırabilen kaç kişi var acaba sizin cumhuriyetlerinizde. President Obama'nızın seçim arabasının önünde parmak kaldırmayı bırak, arabanın önüne geçebilen olur mu acaba.

Bu kadar dikta dostlar başına. Çünkü siz, istediğinizde köpekleşmeyen bir iktidar gördünüz, dediği dedik ve hatta o Farsi gururuyla size siktir çeken, sizi küçük gören bir iktidara tahammül edemiyorsunuz

***

Mark, Xavier, Palmer, Jan, Andrew, Anie, Eleonara kafamı siktiniz!

Doğu kendini sizin evlerinizde bir bir patlatacak ve o ukalalığınızı götlerinize sokacak, inşallahülazim!


-

Hasan Şakir Abbasi
Ait Ebla Gazetesi

Çev: Mehmet Ali Ferdaneli

-