Pazartesi, Mayıs 19, 2008

Yazamamanın Ekşisi

-

Daha sonra oğlum daha sonra dedi adam durduğu yerden. Düştüğü halleri, bir ses benzeşmesi için attığı taklaları hatırladı. Retorik. Üç cümledir söylemek istediğim bu. Benimçün retoriğe müptela deyorlarmış. Yazamıyorum.artık, onlardan değil miyim, onlardan mı oldum. Onlarla onların arasındaki o ince çizgiyi kaybettim. Hep Araftan kutsal bir şeymişçesine bahsederler. Yazamıyorum. Araf seni düzde düzeyim. Bu gençlerden pek realist yazarlar çıkacak ama gerçek kağıt bulamıyorlar. Bi bok becerdiğim yok. Yıllar geçiyor. Bir bok becerdiğim yok ve herkese bu beceremediğim boklardan atıyorum. Bilmek. Bilmediğini bildiğini, bildiğini sanmak. Zamanla uzlaşamamamız göstermelik mi. Somut mu. Haklı mı. Hala aynı sorun. Düşüyormuş. Yozlaşıyormuş ikibin senedir aynı geyik. Yazamıyorum. Terkedilmiş hissi gelmek için en mutlu günü mü bekler. Ya da en mutlu addettiğimiz gün içimizin derinliklerine itmeyi becerdiğimiz terkedilmişlik hissi mi. Düzeyim seni Araf. Seni Türkiye düzsün. Seni Meksika düzsün. Ve ben sınırda düşeyim. Hala bir şey bırakamamak geride. Gitti diyorum. Geri gelmemesi o kadar acı. Bir bok beceremedim. Bu ne. Yazamıyorum.

-

Hiç yorum yok: